Değer...

 Fazlasını verdiğiniz hiç bir yerde kıymetiniz bilinmez.


Nedeni gayet açık aslında bunun. Çünkü ne kadar fazla verirseniz o kadar çok değersizleşirsiniz. İyi niyetinizi sömürürler, nasılsa o var halleder deyip her işleri düştüklerinde aranan olursunuz ama halini hatırını sormazlar senin sadece işleri düştüğünde ararlar. İşte bunu yapan sizsiniz. Herkese ederinden fazla değer vermek sonunda sizi yıpratır,tüketir ve kıymetiniz bilinmez...


Bu anne,baba,eş,patron,çalışan,arkadaşlık,sevgili,kardeş veya diğer hangi toplumsal roller olursa olsun hepsinde geçerlidir. Bir annenin evi için çocukları için eşi için canını verircesine çalışması ve karşılığında ev halkının bir teşekkürü veya sıcak bir sarılmayı bile anneye vermemesi bile buna örnektir. Bir çalışanın sürekli emek vererek projesini veya çalışmasının patronunun önüne sunup ancak emeğinin karşılığını almadan sunduğu proje veya çalışmanın patronu tarafından kullanılması... Eşler arası alma verme dengesini ''Evlilik Üzerine'' yazımda ele almıştım. İşte burada yine ona değinmek istiyorum tekrardan örnek olarak. Sağlıklı bir ilişkide eşler arasında denge vardır. Sevgiyi,ilgiyi,hediyeleşmeyi,saygıyı,özel alan kontrolüne kadar her şeyin dengesi vardır. Sen hep alttan alıp daha fazlasını verirsen bu saydıklarımdan kendi özel alanını korumayıp hayatının her noktasında onunla cıvıklaşan bir ilişki oluşturursan sen o ilişkide değersizleşen olursun. Belki şuan içinden evlilikte özel alan mı olur? O da ne öyle? diyorsundur. Evet olur. Bazı zamanlar birbirinizin her şeyini bilmeden geçirilen özel zaman dilimleri olmalıdır. Bakın bilmeden diyorum ama sizin nerede olduğunuzu bilmeyerek merak duygusuna kaptırarak değil partnerinizi, örneğin ben bugün arkadaşlarım ile birlikte olacağım ya da bugün biraz yalnız kalmak istiyorum v.b gibi durumlar  sizin kendi çizginizi çektiğiniz özel alan sınırlarıdır. İkinci bir konuda yapışık ikizler gibi olmamanız gerektiği. Bu sadece eşler veya sevgililer için değil,anne-çocuk,abla-kardeş,abi-kardeş,karı-koca veya arkadaşlık gibi illişkilerde birisine aşırı bağımlı olmamanız. Aşırı bağımlılık her zaman sağlıksız bir yaşam döngüsü getirir. (Aşırı bağımlılığın altında yatan etkenler bazen psikolojik,ruhsal sağlık bozukluklarından kaynaklı olabilir). Bir annenin oğluna veya kızına anormal bir şekilde aşk ile bağlanması kaç yaşına gelirse gelsin çocuğu yanında asla ayırmayıp hayatının her noktasına karışması sağlıklı bir tutum,davranış değildir. Bu çocuğun özgüven kaybına ve hayatı boyunca tek başına bir şey başaramamasına sebebiyet verebilir. O yüzden her şeyin sağlıklısı doğru orantıda doğru dozdan geçer. Fazlalıklardan kurtulun. Minimal bir hayat sürün. Her şeyde karşılık beklemeden yaşamalıyız bence. O sana nasıl geliyorsa sende ona öyle gitmelisin bu hayatta. Çok mu değer veriyor sende ona karşılık ver,az mı değer veriyor sende az ver,ne dediğini bilmeden patavatsızca mı konuşuyor bırak konuşsun ona karşılık bile verip aynı duruma düşmemelisin. Yani kısaca sen sana ne veriliyorsa o kadarla karşılık ver. Kendini değersizleştirme. Çünkü sen çok değerlisin:)





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlilik üzerine

Geçen Yıllar...

Aşk nedir?