Kayıtlar

Geçen Yıllar...

Resim
Bir yılı daha deviriyoruz. İyisiyle,kötüsüyle,sevinçle,hüzünle,mutluluk ve acılarla dolu bir yılı daha... Biraz duygusal yazacağım bu yazımı çünkü bu aralar aşırı hassas ve duygusalım yalnız kalarak eski anılarıma sığınarak yaşıyorum bir kaç haftadır. İnsanın bazen kendi iç dünyası ile başbaşa kalması,uzun uzun düşünmesi,anılarını yeniden yad etmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Kopmak gerekiyor bazen kendini iyi hissetmek için uzaklaşmak gerekiyor. Benim gibi her duyguyu en dibine kadar en ince ayrıntısına kadar yaşayan insanlar için bu dönemler çok hassas geçiyor. Ben her şeyi dibine kadar yaşıyorum kendi içimde her anı,hatırayı,hüzünü,acıyı,aşkı,tutkuyu,özlemi,mutluluğu kısacası her duyguyu. Bir şarkıyı dinlerken bile onu her hücremle hissederek içime ilmek ilmek işleyerek dinliyorum adeta yaşıyorum. Asla öylesine dinleyeyim dediğim bir şarkı olmuyor hepsinin ya anısı vardır ya da o an benim ruh halimi en iyi anlayan,anlatan şarkı odur... Bir kaç hafta sonra 2025 yılına gireceğiz. Ben...

Aklımızdan geçenler

Bazen içimizden geçenleri olduğu gibi söyleyebiliyor muyuz gerçekten? Aklımıza geldiği an ki sadelikte,dilimize dökülebiliyor mu cümleler? Bence herkes her zaman aklından geçenleri olduğu gibi aktaracak kadar dobra olmayabilir. Peki dobralık aslında bazen kırıcılık demek değil midir? Karşındakini düşünmeden konuşursun ve karşındaki insanın ne hissettiği umurunda olmadan 'ben dobrayım kusura bakma doğruları söylerim' gibi cümleler  kurarlar ama aslında yaptığının dobralık değilde patavatsızlık olduğunu asla kabul etmeyen kırıcılığı dobralık olarak adlandıran insanlar vardır. Evet dobra olan insanlar var sınırını bilerek kırmadan yerini bilerek patavatsızlık yapmadan konuşan insanlar keşke daha çoğalsalar. Evet asıl sorumuza gelirsek,kimse her zaman tüm çıplaklığı ile aklından geçenleri en yakınına bile söyleyemez. Bazen düşüncelerimizin derinliğinden,bazen korkularımız yüzünden,bazen karşı tarafın anlamayacağını düşünmekten ama en önemli sorun bence cesaret edemememizden kaynakl...

Aşk nedir?

 Nedir aşk? Gençlik ateşi mi? Tutku mu? Cinsellik mi? Tensel uyum mu? Kalbin yerinden çıkarcasına atması mı? Umut mu? Hasret mi? Özlem mi? Yoksa kısa ve öz olarak anlamı; ''  iki ayrı cinsin birbirine karşı duydukları bedensel ve ruhsal güçlü duygu, sevgi ilişkisi '' Aşk herkes için aynı şeyi temsil etmeyebilir. Aşk her zaman bir insana duyulan duygu değildir. Bazen aşkla yapılan işlerdir,aşkla ailene yaptığın bir yemektir,aşkla beslediğin bir canlıdır,aşkla bakmakta olduğun çiçektir,aşık olduğun bir şehirdir ya da bir mevsim... Yani aşk her zaman karşı cinse duyulan bir duygu değildir. Aşk güzel bir şeydir. Gelip geçici falanda değildir bence sadece ilk gün ki çılgınlığı kör oluşu geçer ama aşk hep bakidir. Aşk geçer saygı,sevgi kalır derler ya bu doğru evet sevgi ve saygı hep kalır ama aşkta kalır... Aşkın deliliği yerini aşkın sakinliğine bırakır bence. Aşk yalan diyenler hiç gerçekten aşık olmamışlar veya gerçek aşkı yaşayacak o insanı bulamamışlardır, ya da aşkla b...

Değer...

Resim
 Fazlasını verdiğiniz hiç bir yerde kıymetiniz bilinmez. Nedeni gayet açık aslında bunun. Çünkü ne kadar fazla verirseniz o kadar çok değersizleşirsiniz. İyi niyetinizi sömürürler, nasılsa o var halleder deyip her işleri düştüklerinde aranan olursunuz ama halini hatırını sormazlar senin sadece işleri düştüğünde ararlar. İşte bunu yapan sizsiniz. Herkese ederinden fazla değer vermek sonunda sizi yıpratır,tüketir ve kıymetiniz bilinmez... Bu anne,baba,eş,patron,çalışan,arkadaşlık,sevgili,kardeş veya diğer hangi toplumsal roller olursa olsun hepsinde geçerlidir. Bir annenin evi için çocukları için eşi için canını verircesine çalışması ve karşılığında ev halkının bir teşekkürü veya sıcak bir sarılmayı bile anneye vermemesi bile buna örnektir. Bir çalışanın sürekli emek vererek projesini veya çalışmasının patronunun önüne sunup ancak emeğinin karşılığını almadan sunduğu proje veya çalışmanın patronu tarafından kullanılması... Eşler arası alma verme dengesini ''Evlilik Üzerine'...

Biyografi

Resim

Sonbahar

Resim
Sonbahar gidiyor mu? Bu sonbaharın vedası mı bize? Bu rüzgarlar,rüzgarların sesi bir vedanın sesi aslında... En güzel renklerin olduğu bu mevsimde evlerimizin içini tarçın kokuları ile dolduran bu sonbahar artık bize vedasını ediyor. Sıcacık kahvelerimize eşlik eden sıcak tarçınlı bir çörek ile mutluyduk aslında. Dışarda sonbaharın renkleri ile bazense yağmurun sesi ile sıcacık evlerimizde battaniyenin altında kahvelerimiz çöreklerimiz ile ne güzel gelmişti sonbahar... Herkes için aynı mıydı peki sonbaharın gelişi? Her haneye aileye aynı güzellikler,umutlar,mis kokular ile mi geldi sonbahar? Hayır efendim. Herkese güzel gelmedi sonbahar. Sonbahar demek kışın geliyor oluşuydu.   Soğuk,yağmurlu,rüzgarlı,lodoslu,fırtınalı havaların habercisiydi. Bu herkes için iyi bir haber değildi. Biz mutluyken diğerlerini düşündük mü peki? Kar gelsin sonbahar gelsin derken biz sıcacık evimizde dışarda kalanları düşündük mü? Çöreklerimizi kahvelerimizi yapalım derken hiç ayakları so...

Evlilik üzerine

 Birazda farklı bir konuyu ele alalım. Bu blog sayfası tek bir duyguyu ele almıyor sonuçta hayata dair her türlü konuyu duyguyu ele alıyoruz... Herkesin hayatına dokunmak bir nebzede olsa bu yazılar benim duygularıma tercüman demenizi istiyorum bu benim için ne büyük mutluluk olurdu. Evlilik... Ev-li...Ev-siz... Ne kadar tuhaf dimi? Her evli çift sizce Ev-li midir ya da her evli çift çift midir? Bunu daha önce düşündünüz mü hiç? Evi olmayan bir evlilik duydunuz mu çevrenizden? Ev bir insan için nedir? Barınma ihtiyacımı,başını koyabileceğin bir çatı mı,ya da yanında ki insan mıdır ev olan? Yuva nedir peki? Kadın mı yapar yuvayı hep böyle midir evrende? Erkek sadece eve bakar maddi olarak kadın ise yemeğini,ütünü,temizliğini,çamaşırları,bulaşıkları,çocukların bakımını ve daha unuttuğum bir çok şeyi sadece kadın mı yapar?  Ama burada erkeğin görevi sadece eve para mı getirmek oluyor? Neden mesela bunu kadın da yapabilir belkide çocukları olmadan önce ikisi birlikte çalışıyorlard...